Çocukluk dönemi, bireyin kişilik gelişiminin, güven duygusunun ve dünyaya bakış açısının şekillendiği en hassas evredir. Bu dönemde yaşanan olumsuz, sarsıcı veya beklenmedik olaylar — fiziksel ya da duygusal istismar, ihmal, şiddet, kayıp, boşanma, kazalar, doğal afetler gibi durumlar — çocukta derin izler bırakabilir. Bu tür deneyimler, bazen hemen fark edilir, bazen ise yıllar sonra yetişkinlik döneminde farklı psikolojik sorunlar olarak ortaya çıkar.
Travma yaşayan çocuk, kendini güvende hissetmekte zorlanır, duygularını ifade etmekte güçlük çekebilir veya dünyaya karşı sürekli bir tehdit algısıyla yaşayabilir. Bu durum; kaygı bozuklukları, depresyon, öfke kontrol problemleri, sosyal uyum zorlukları gibi birçok soruna zemin hazırlayabilir.
Terapi sürecinde amaç, çocuğun yaşadığı olayın etkilerini güvenli bir ortamda ifade etmesini sağlamak, duygusal yaraları onarmak ve yeniden güven duygusunu inşa etmektir. Bu süreçte oyun terapisi, sanat terapisi ve travma odaklı terapi teknikleri gibi yöntemler, çocuğun iç dünyasına ulaşmada önemli rol oynar.